27 Haziran 2008 Cuma

SÜTÇÜ KIZ VE SÜT GÜĞÜMÜ


Bir köylü kızı, sütle doldurduğu güğümü alarak kent pazarının yolunu tutmuş. Yemyeşil ve keklik kokulu kırlarda hem gidiyor hemde hayal kuruyormuş."bu sütü iyi bir paraya satarsam seksen yumurta alırım.Yumurtalardan civciv çıkar ve büyür.20-30 tane satsam bir kuzu alırım.kuzuyu beslersem şişman bir kuzu olur ve pazarda satarım. Bu parayla bir dana alırım. Bu dana büyür inek olur sonra birtane daha doğurur birtane daha derken birsürü ineğim olur.
Kız bu keyiflerle yoluna giderken ayağı bir taşa takılmış ve düşmüş Bütün süt yere dökülmüş.Tabi kızın hayalleride. Ama asıl önemli olan evdekilere ne diyeceğiymiş...

AKILLI ÇİFTÇİ

Eskiden köyün birinde,çok bilge bir çiftçi yaşarmış.Her insan gibi zamanı gelince buda ihtiyarlamış.iyice yaşlandığında ise hastalanıp yatağa düşmüş.artık ölüm döşşeğinde yattığını bilen çiftçi,çocuklarını başına toplamış ve onlara :
-Sevgili yavrularım,şimdi söylüceklerimi iyi dinleyin. Ben yaşlandım. Zamanında bana birşey olursa siz bahçeden kazıp alın diye bahçeye altın gömmüştüm. Bahçede altın var. Ne kadar kazarsanız okadar çabuk bulursunuz. Toprağı alt üst edin, demiş.
Adam demiş demesinede der demez olmuş. İhtiyarın oğulları çok cimri olduğu için hepsi her gece bir birinden gizli bahçeye çıkıp kazmışlar sabahsa bu kadar kazdım birşey çıkmadı diye üzülürlermiş. Sonunda en büyük abi çıkmış ve demişki:
-Kardeşlerim beni dinleyin bahçede altın falan yok. Belliki babam bizlere bir oyun oynamış. toprağı o kadar kazdık, boş bırakmak olmaz, demiş ve başlamışlar bahçeye buğday ekmeye. Bilenler bilirki toprak ne kadar eşilip alt üst olursa verim okadar iyi olur... Neyseki hasat zamanı gelmiş. Bizim çocuklar istemeden de olsa bahçeye altın ekmişler yani o yıl ettikleri karla zengin olmuşlar ve babalarının oyununu anlamışlar...